Embriyo Dondurma
Tüp bebek tedavisi sonrası günümüzde öncelikle tek embriyo transferi yapılır. Tedavide artan embriyolar, kalitelerine göre değerlendirilip, daha sonra tekrar kullanılmak üzere dondurularak saklanabilir. Eğer gebelik elde edilemezse, oluşan gebelik düşük ile sonlanırsa veya çift tekrar bir bebek dünyaya getirmek isterse, böylelikle bir kez uygulanan tedavi sonrası dondurulan embriyolar, birkaç kez sadece rahim içi zarı hazırlanarak rahim içine transfer edilir ve gebelik şansı sağlanabilir. Böylece anne adayı uzun süren hormon tedavisinden korunduğu gibi, hem meşakatli işlemler atlanmış, hem de bu işlemlerle maliyeti düşürmek mümkün olur.
Tüp bebek merkezlerinin bir çoğunda embriyolar gelişimleri gözlendikten sonra 2. veya 3. günü dondurulur.
Dondurulacak embriyoların özelliklerinin önceden belirlenmesi gerekir. Mandelbaum'un çalışmalarında iyi kalitedeki embriyoların dondurulup çözülmesi halinde canlılık oranı %80 olarak verilirken, bölünme evresinde embriyoların dondurulmasından sonra gerçekleşen doğum oranları üzerindeki önemli bir kriter de hücre sayısıdır. Dondurulmuş embriyo transferi sonrası en yüksek gebelik oranları, çözme sonrasında tüm hücreleri yaşayan embriyonun transferi ile elde edilebilir.
Saklama süreci uygulanan tekniğin başarısına göre 3-6 yıl olarak değişir.
Bu işlemin başarılı olması durumunda görmeyi beklediğimiz sonuçlar:
- Metabolizmanın geri dönüşümlü olarak dondurulması
- Hücre bütünlüğünün korunması
- Genetik yapının korunması
- Çözülme sonrası canlı ve gelişimine devam edebilen embriyo gelişimi.
Sperm Dondurma
Erkek partnerin değerlendirilmesinde standart test semen analizidir. Semen analizinin değerlendirilmesinde , normal morfolojiye sahip sperm oranının belirlenmesi önemlidir.
İlk değerlendirmede, erkek partnerden derinlemesine tıbbi hikaye alınması esastır. Geçirilmiş cerrahi işlemler, cinsel anamnez (sertleşme ve ejakulasyon problemleri), uzun süre karın içinde kalmış testisler (kriptorşidizm), genetik hastalıklar, kronik hastalıklar (böbrek, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı, varikosel varlığı, bağımlılıklar, kötü beslenme, felç durumları, ilaç kullanımı, radyo- kemoterapi öyküsü), psikolojik ve duygu durum bozuklukları, çalıştıkları iş ortamı sorgulanmalıdır.
Erkek kısırlığının en önemli nedenleri olarak sayabileceğimiz bu olumsuz etkenler, tüp bebek uygulamalarında spermi dondurarak saklama işlemi ile artık tüm dünyada aşılabilir hale gelmiştir.
Tüp bebek tedavisi sırasında psikolojik nedenlerle yumurtaların toplandığı gün, sperm vermekte zorlanan erkeklerden daha önce alınıp dondurulmuş sperm tüp bebek tedavisi için kullanılabilir. Trafik kazaları gibi nedenlerle oluşan omurilik yaralanmaları sonrasında ejekülasyon problemi olan erkeklerde, elektrik uyarısıyla elde edilebilen sperm hücreleri de dondurulabilir.
Sperm sayısını ve kalitesini olumsuz etkileyebilen, kemoterapi ve immunsüpresif ilaç kullanımı olan erkeklerin spermleri dondurularak saklanabilir. Bu tür tedaviler öncesi elde edilen spermler, tedavi sonrası tüp bebek yöntemiyle çiftleri çocuk sahibi yapmada değerlendirilebilir.
Özellikle testis kanseri, hodgkin, non-hodgkin lenfoma gibi hastalığı olan erkekler bu yöntemden yararlanabilir.
Daha önce kısırlaştırma ameliyatı geçirmiş (vazektomi) erkeklerin kanallarının açılma girişimi sırasında alınan spermleri dondurulabilir.
Ayrıca tüp bebek tedavisi sırasında psikolojik nedenlerle operasyon günü sperm vermekte zorlanan erkeklerden daha önce alınıp dondurulmuş sperm tüp bebek tedavisi için kullanılabilir.
Sperm Nasıl Donduruluyor?
Günümüzde sperm hücreleri canlılıklarını uzun süre koruyabilmek amacı ile dondurularak saklanabiliyor ve istenildiğinde çözülerek yardımcı üreme tekniklerinde kullanılabiliyor.
Spermlerin dondurularak saklanmasına kriyoprezervasyon denir.
Ülkemizde sağlık bakanlığı dondurulan spermlerin en fazla 5 yıl saklanmasına izin vermektedir.
Dondurma işleminde, bu işlem için özel olarak üretilmiş kriyoprotektan adı verilen solüsyonlar kullanılır. Canlı hücrelerin dondurulması sırasında karşılaşılan en önemli problem hücre içerisindeki suyun donarak buz kristalleri oluşturması ve bu kristallerin hücre yapısına hasar vermesidir. Bunu engellemek için dondurma işlemi sırasında sperm içindeki su dış ortama çıkarılıp kriyoprotektanın hücre içine alınması sağlanır. Dondurulan spermler sıvı azot tankları içerisinde (-196 ̊C) saklanır. Dondurulmuş spermlerin çözülmesi sırasında kriyoprotektan hücre dışına çıkarılır ve hücre içine suyun geri alınması sağlanır. Dondurulan spermlerin çözülmesi sonrasında hareketlilik ve canlılık oranında düşüş gözlenebilir. Ayrıca spermlerin bir kısmı işlem esnasında fiziksel hasara da uğramaktadır. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, dondurulmuş çözülmüş hareketli spermler ile yapılan mikroenjeksiyon sonrasında döllenme ve gebelik oranlarının olumsuz etkilenmediğini göstermektedir. Eğer dondurma için iyi kalitede yeteri kadar sperm elde edilebilmişse, dondurulup-çözünmüş spermler kullanılarak mikroenjeksiyon düşünülebilir. Elde edilen sperm sayısı dondurulup saklanmak için yetersiz ise işlem günü hastaya tekrar biyopsi işlemi uygulanabilir.
Mikroenjeksiyon işleminde spermlerin canlılığı hareketli olup olmadıklarına bakılarak değerlendirilir. TESE işlemi yapılması zorunlu olan azospermik erkeklere TESE işlemi, eşlerininden yumurtalarının toplanacağı gün yapılması önerilir, mikroenjeksiyon işleminden sonra kalan spermler, yeterli bulunduğu takdirde daha sonra tekrar kullanılmak amacı ile dondurulmalıdır. Ancak testisten elde edilen spermlerin sayısı çok az ise çözüldüklerinde canlı sperm bulma olasılığı düşük olabilir. Hastalar, böyle durumlarda bir sonraki denemede tekrar testislerden sperm elde etme yöntemlerinin uygulanabileceği hakkında bilgilendirilmelidirler.
Ülkemizde sağlık bakanlığı dondurulan spermlerin en fazla 5 yıl saklanmasına izin vermektedir.